Bölgemiz
Bölgemiz Birgi, Gölcük ve Bozdağ
Birgi
Birgi , coğrafi olarak merkezde olmayan herhangi bir yere bağlanmayan, Küçük Menderes Ovası’nda, Bozdağ’ın eteğinde, nehir etrafına kurulmuş kendine has bir yerleşim yeri. Ancak bu yazıyı okumanıza da sebep veren bilinirliği, yüzyıllar boyunca çok farklı millete ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor. Tabi her gelen kavim de bir kültür bırakarak Birgi tarihini zenginleştirmiş.
Birgi Tarihi
Birgi’nin tarihi 5000 yıl ötesine dayanıyor. Tarih boyunca Frigler, Lidyalılar, Persler, Bergamalılar, Romalılar ve Bizanslılar Birgi’de yaşamış. Bizans döneminde Christoupolis olan İsmi 7. Yüzyılda Pyrgion olarak değişmiş. Daha sonra şimdiki kültürünü de büyük oranda şekillendiren Selçuklular 11. Yüzyılda Birgi’ye gelmiş. Selçuklu Devleti parçalara ayrıldıktan sonra derslerden de hatırladığımız Aydınoğlu Beyliği burada kurulmuş. Bu yüzden merkezdeki ulucami , Aydınoğlu Mehmet Bey Camii olarak adlandırılır.
Kurtuluş savaşı döneminde Birgi kuvayi milliye güçleri açısından oldukça etkin bir rol oynamıştır.
1990 yılında Birgi , doğal sit alanı ilan edilmiş ve günümüzde UNESCO tarafından korunmaya adaydır.
Birgi Gezilecek Yerler
Birgi, koruma altına alınan kentsel sit alanlarından biri şimdi. Tarih boyunca üzerinde yaşamış medeniyetlerin izlerini taşıyan daracık sokakları ve pek çok medeniyetin kalıntılarıyla süslü. Usta ellerin işlediği eski konakları, medrese, türbe ve camileriyle görmeye değer bir köy.
Geleneksel mimarisi, anıtsal mirası ve hoş sokaklarıyla bir açık hava müzesi adayı olmaya uygun olan şirin köyde Çakırağa ve Sandıkoğlu konakları gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Çakırağa Konağı, beldenin mimari sembollerinden biri. 1763’te Mustafa Şerif Çakırağa tarafından, ahşapları Venedik’ten getirilerek yapılan üç katlı görkemli bir konak. Avrupa mimarisinin de izlerini taşıyan konağın dış yüzündeki işlemeleri, kalem işi süslemeleri ve mimarisi ile çok özel bir yer.
Hemen her odası ve tavan süslemeleri pek bir güzel. Duvarlar ve duvarların üst kesimindeki panolarda çok sayıda boyama resimler var. Dikkatli bakarsanız süslemelerde Küçük Menderes Havzası’nda yetişen 72 çeşit sebze ve meyve resimlerini görebiliyorsunuz. Resimler içerisinde, iki farklı odadaki İstanbul ve İzmir manzaralarının gözden kaçırılmaması gerekiyor. Dönemin minyatür sanatından farklı olarak belli bir derinlik duygusu veriyor.
Söylenene göre zengin bir deri tüccarı olan Çakıroğlu Mehmet Bey, biri İstanbullu diğeri İzmirli olan iki eşi varmış. Çakırğlu, eşleri hasret çekmesinler diye odaların duvarlarını bu resimlerle bezetmiş. Restore edilen konak, bugün Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olarak hizmet veriyor.
Gölcük
Ödemiş ve Salihli arasındaki Bozdağ’ın zirvesinde yaklaşık 75 hektar büyüklüğündeki Gölcük Gölü’nden adını alan yayla, İzmir ve çevresinde yaz aylarında sıcaktan bunalanlara serinlemek için iyi bir seçenek sunuyor. Piknik ve kamp yapmak için de uygun olan Gölcük, Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Birgi’ye 20, Salihli yönünde de Lidya Krallığı’nın merkezi Sard’a 30 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Dünyanın ve Türkiye’nin önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Trabzon’daki Uzungöl’ü andıran görüntüsüyle dikkati çeken bölgede, çevresi çam ormanlarıyla kaplı yaylanın tam ortasında yer alan göl, fotoğrafçılardan da ilgi görüyor.
Yaklaşık 1100 rakımda tektonik hareketlerle oluşan Gölcük Gölü’nün çevresindeki yemyeşil bitki örtüsü ziyaretçilere sakin ve huzurlu bir ortam sunuyor.
Kolay ulaşımı, yöresel yemekleriyle keşfedilmeyi bekleyen Gölcük’te, kıyı restoranları, çay bahçeleri, piknik alanları, orman için yürüyüş yolları, yöresel ürünlerin ve el işlerinin satıldığı çeşitli dükkan ve tezgahlar bulunuyor.
Bozdağ
Mutlaka gezip, görmeniz gereken bir yer olan Bozdağ’a gittiğinizde girişteki levhada
“Yeryüzü Cenneti Bozdağ’a Hoş Geldiniz” yazısı karşılar sizi. Bozdağ’ı gezip gördükten sonra bunun ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz. Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır Bozdağ’ın.
En önemli geçim kaynağı tarım olan Bozdağ’ın patatesi çok ünlüdür. Patatesten sonra taze fasulye, barbunya, elma, kestane, ceviz, kiraz ve son zamanlarda da brokoli yetiştirilmeye başlanılmıştır. Bozdağ’ın bir de köpük helvası meşhurdur. Köpük helvasının tadına mutlaka bakın. Pişman olmazsınız.
Bozdağ’ın girişindeki Döner Otel’de yemeğinizi yerken yemyeşil manzaralar seyredersiniz, 360 derece yavaş yavaş dönen restoranından. Bir yanda yemyeşil Elmabağ Köyü, öbür yanda Cennet Bozdağ. Bozdağ’ın içinde konaklama ihtiyacını karşılayacak otel ve pansiyonlar da mevcut.
Doğal güzellikleri ve bol su kaynakları olan Bozdağların üzerinde birçok yayla vardır. Elmabağı, Ovacık, Çayır, Gündalan, Çavdar, Gölcük, Subatan, Çam, Başova, Kemer ve Büyük Çavdar en büyük yaylalardır. Yaylalarının çoğunda alabalık tesisleri bulunmaktadır. Beğendiğiniz balığı siz gösterin, ister mangalda isterseniz tavada pişirsinler afiyetle yiyin. Yanında da bol limonlu salata… Başka alternatif bir yemek kuzu, oğlak tandır da yiyebilirsiniz. Toprak kap içinde mayalanmış koyun yoğurdu ile.
Büyük Çavdar Yaylası’ndaki kayak tesisleri kış turizmi için önemli bir yer teşkil eder. Kış sporu yapmak isteyenler için ideal bir yerdir. Her türlü donanıma sahip olan tesislerde konaklama yapılabilmektedir. Kayakçılar zirveye kadar teleferik ile çıkabilmektedir. Bozdağ’ın zirvesinden uzun bir kayak parkuru vardır. Ayrıca dağcılık sporu için de rakım 2157 metrelik zirve, iyi bir tırmanış yeridir. Zirveye tırmanmak için en iyi parkur, Mermeroluk’un batısından güneye geçilerek yapılır. Bozdağ’ın zirvesinden gündoğumunu ve gün batımını seyretmek bambaşka bir duygudur.